İnternet sitelerinde yurtdışında bir liseden mezun
olanların, Türkiye’ ye geldiğinde istedikleri üniversiteye sınavsız ve koşulsuz
yerleşebileceklerini öğrendiğim andan itibaren bu haberin doğruluğunu
araştırmaya başlamıştım. İnternet üzerinde bu konuyla ilgili çok yazı
bulamadım. Birkaç yurtdışı eğitim firmasını aradım. Onlar da biz yurtdışına
lise yerleştirmeleri yapmıyoruz dediler. En son Ankara Milli Eğitim’ e telefon
açtım. Doğruymuş.
Çünkü ortalama bir Türk öğrencisi standartındaki oğlumun iyi
bir Türk üniversitesinde okumasını istiyordum. 16 yaşında Lise 3 te okuyan
oğlumun birçok sportif faaliyetlere katılımı da vardı. Hem eğitim ve spor bir arada
yürümüyordu ya da çocuğumun ilgi alanlarını henüz keşfedememiştik. Gerçi
Türkiye’ de okuduğu xxxx kolejinde aktivitelerini fazlası ile yerine getirebiliyordu
ama bir Türk annesi olarak matematik gibi sayısal ders notları çok yüksek değil
se çocuğunuzu istediğiniz noktada göremiyordunuz. Karı-koca çok kazanan zengin
insanlar değiliz. Karı-koca olarak tek hedefimiz biricik oğlumuzun yaşam
standartlarını iyileştirmek ve ona mükemmel bir gelecek sunmak olunca, bazen
burada kendimizi tıkanmış hissediyorduk.
Eşim henüz ben nişanlıyken Amerika’ da yüksek lisans yaptığı için, yurtdışında eğitim kelimesi bana
çokta uzak gelmiyordu. 2 sene beklemiştim eşim olması için. Eşim üstün
başarılarla Türkiye’ ye döndüğünde, şuan çalıştığı çok büyük kurumsal firmada
işe başlama şansını hep Amerika’ dan aldığı diplomasına bağlıyordu. 16 senedir
Amerika anılarını dinlemekten ben bıkmıştım ama o bıkmamıştı. Eşime oğlumuzu Amerika’
da lise okutabilir miyiz diye sorduğumda çok şaşırdı. Nasıl
yani, o kadar yaş oranı düşmüş mü dedi? Hatta şimdi dediğine göre o zaman çokta
inandırıcı gelmemiş bu fikir. Fakat bir şirket yemeğinde aileler arasında bu
konu ortaya konuldu. Bir hanım kendisinin büyük çocuğunun Kanada
‘ da lise okuduğunu söyledi. Şaşırmıştım. Çocuğumun gittiği lise de
Amerika
yaz okullarına ve Amerika yaz kamplarına gitmişliği vardı ama
Kanada’nın adı hiçbir zaman geçmemişti. Hanım arkadaşa oğlunu Kanada’ya nasıl gönderdiğini
sordum. Bana bir yurtdışı eğitim danışmanlık firmasından
destek aldıklarını ve kendilerinin form imzalamaktan başka bir şey yapmadıklarını
söyledi. Hemen danışmanlık firmasındaki öğretmen hanımın telefonunu aldım.
Tabii daha sonra iş-güç bu konuşma ve telefon kaynadı gitti. 1 ay sonra hafta sonu
okulda aile birliği toplantısına katılmıştım. Toplantı öncesinde yurtdışında
lise konusunu ben açmadan konu kendi kendine açıldı ve insanlar
konuşmaya başladı. Herkesin bu konuda az-çok fikri varmış. Hatta benden daha
fazla araştırma yapan anneler bile vardı. Danışmanlık firmaları ile görüşenler
bile vardı. Ama yurtdışında lise Türkiye’ de çok yeni bir konu olduğu için yurtdışında
lise konusunda uzman acente maalesef yokmuş. Oğlumun sınıf hocasına
toplantı sonrasında bu konuyu danıştım. Bana bir isim verdi. Arkadaşım dedi.
Yıllardır bu işi yapıyor. Türkiye’ de iken lise arkadaşıymış. Sonra o
yurtdışına gitti. Hedefleri ve aldığı eğitimler onu farklı bir alana itti.
Konusunda çok başarılı dedi. Telefon numarasını yazdırdı bana. Tam ismi
kaydediyordum ki, daha önce yemekte bana telefon veren hanım arkadaşın verdiği numarayla
aynı çıktı. Yani eşimin iş arkadaşının oğlunu da bu hanım Kanada’ ya liseye
göndermişti. Bu artık tesadüf değildi. Sonra internet üzerinden bu hanımın
adını aradım. İsmi beni ALS STUDY yurtdışı Eğitim danışmanlığı ve
IHS
– Yurtdışında lise web sitelerine yönlendirdi. Sitesini daha önce
defalarca okumuştum. Ve orada yazıyordu zaten. ‘’Yurtdışında bir liseden mezun
olanlar, Türkiye’ de istedikleri üniversiteye sınavsız, koşulsuz yerleşebiliyor
‘’ diye. Telefon açtım. Randevu aldım.
Bir cumartesi günü çocuğumu da aldım ofisine gittim. Önce
bizi dinledi. Sonra Oğulcan’ ı alıp diğer odada kısa bir görüşme yaptı. Notlar
aldı. Görüşmeye giderken Oğulcan’ın ders notlarını da götürmemizi istemişti.
Lise 3 te okuyan Oğulcan’ ın Amerika’ dan mezun olabilmesi için 1,5 belki de 2
sene okuması gerektiğini söyledi. Bazı dersler sayılmıyordu çünkü. Türk dili,
Tarih, din kültürü gibi dersler eksik kredi oluyormuş. Biz tamamdır dediğimiz
anda işlemleri başlatabileceğini söyledi. İşlemleri başlatmaya karar
verdiğimizde bir danışmanlık hizmet bedeli ödedik ALS STUDY yurtdışı eğitime
tabii ki. Sonra Amerika’ dan Oğulcanla internet üzerinden bir mülakat yaptılar.
İngilizcesine baktılar. Nelerden hoşlanıyor onları sordular. Derslerle ilgili
konuştular. Sonra hangi eyalette okumak istediğimizi sordular. Biz madem
Amerika’ya gidecek oğlumuz, belki üniversiteyi Amerika’ da okumak isteyebilir
diye yine Amerika’ da bari iyi bir lise olsun dedik. Önerilerinizi bekliyoruz
dedik danışmanımız Aylin Hanım’ a. Bize MacDuffie
Highschool dedi. Boston Massachussets şehrinde. Kocaman bir yeşil
alanda kocaman bir kampüs. 250 tane öğrenciye hizmet veriyor ve Amerika’ nın en
büyük üniversitelerine üstün öğrenciler yetiştiriyorlar. Ders notlarının süper
olduğundan hep şüphe ettiğim oğlumun ders notlarının çok başarılı olduğunu söylediler.
Doğa’ daki 3 tane öğretmeninden yazı almıştık. Çok güzel şeyler yazmışlardı
oğlum için. O mektuplarda çok etkili oldu. Hem Aylin Hanımın firması ALS
STUDY ve IHS International High School- yurtdışında lise
firması çok ünlüymüş Amerika liselerinde onuda öğrendim. ‘’8 senedir Türkiye’ den
yurtdışına liselere öğrenci gönderiyormuş. Aslında sadece lise değil,
yurtdışında dil okulu, yurtdışında üniversite ve yurtdışında yüksek lisans
yerleştirmeleri yapıyoruz. İngiltere, Amerika, Kanada, Avustralya, İrlanda, Malta,
Yeni Zelanda, Almanya ve Rusya en büyük marketimiz. Her sene Amerika, Kanada,
İngiltere ‘deki özel Liselere Türkiye’ den 30-50 arası öğrenci yerleştiriyoruz.
Amerika’daki devlet liselerine yarım dönem ya da 1 yıl okumak üzere ise 100 den
fazla öğrenci gönderiyoruz. ’’ dedi. Devlet liseleri çok ucuz ama en
fazla 1 sene okuma hakkı var öğrencinin.
ALS STUDY Ofisi Beşiktaş sahilde. Çekirdek ekibiyle profesyonelce iş
yapıyorlar. 2 ay içinde kabul belgesi geldi. Vizesini aldık Oğulcan’ ın. Hatta
ben oğlumla gitmek istiyorum dedim. Bana da Amerikan
turist vizesi aldılar. Eşime de ne olur ne olmaz, bir şey olurda
gitmek zorunda kalırsa diye Amerikan
vizesi aldılar. Eşim ve benim 10 senelik turist vizemiz oldu. Lise
3’ ün ikinci yarısında oğlumla birlikte Amerika yolcusu oldum. Amerika
yolculuğumuz çok güzel geçti. Oğlumu okuluna yerleştirdim. Benim
İngilizcem yok tabii ki. Ama benim gibi başka ailelerde vardı yine aynı ofisten
aynı okula giden. Onlarla arkadaş olduk. Hatta ofiste en son bir tane veda
toplantısı düzenlendiğinde diğer aileler ve çocukları ile tanışma imkanı
bulduk. Böyle bir görüşme beni ve oğlumu inanılmaz cesaretlendirmişti. Bu kayıt
sonrasında yapılan toplantıların adı oryantasyonmuş.
Oğulcan çok heyecanlıydı ama çokta istekliydi. Bazen korkuyor, gelip bana
sokuluyordu.
Okulu, hocaları, arkadaşları herşey o kadar harika ve o kadar
güzeldi ki, iyiki böyle bir şey yapmışız diyordum. Tek evladımı 2 gün sonra
orada bırakıp Türkiye’ ye dönmek çok zor gelmişti. Odasında bilgisayar başından
kalkmadığı, sürekli kulaklığı kulağında ekrandan müzik dinleyen, film izleyen,
oyun oynayan çocuğum çok sessiz olmasına karşın hissediyordum canımın yokluğunu.
Ama 2 hafta sonra cep telefonu alınıpta bana fotoğraflarını göndermeye
başladığında gururumuz 2 kat arttı. Dünyanın her yerinden arkadaşları vardı.
Telefonla aradığımda benimle 3. Haftasında İngilizce konuşmaya başlamıştı.
Artık benim İngilizce öğrenme vaktim geldi diye düşünüyorum. Yoksa oğlumun
gerisinde kalacağım. Velisi olarak aynı zamanda Aylin Hocamızın isminide
yazdırmıştık. Ders notları ona da geliyordu. Onun daha iyi yorumlayacağına
inanıyordum çünkü. Oğlum okulda Amerikan futbolu, diğer futbol ve basketbol
hepsine katılıyordu. En son Türk futbolunda karar kıldı. Hepsine koşamıyordu
çünkü. Okula başladığından 2 ay sonra ilk ders notlarını aldık. Oğlumuz
gerçekten çok başarılıydı. Çok mutluyum diyordu. Günde 12 saat ders çalışıyoruz
diyor. Haftasonları abileri gözetiminde şehir turları yapıyorlar. Çamaşırlarını
kendileri makinaya atıyor, yıkatıyor ve kurulatıyorlar. Yataklarını kendilerini
topluyorlar. Biz karı-koca eğitim yılı içerisinde 1 kere ziyaretine gittik. 3 tamgün
birarada kaldık. 7 günde okuldan çıkınca yanımıza geldi, bizimle kaldı. 10
günün sonunda artık arkadaşlarımı özledim, yatağımda uyumak istiyorum dedi. Ben
de Türkiye’ deki evimizden sözettiğini sandım. Sabret oğlum deyince, ne için
sabredicem, zaten yarın dönüyorsunuz dedi. Meğer okulundaki, yurdundaki
arkadaşlarını özlemiş. Bekar evi ortamındaki yurt odasını özlemiş.
Bu sene yaz
tatiline geldi Oğulcan. Çok boy atmış. O kadar gelişmiş ki komşular ve akrabalar tanıyamadılar.
Yine aynı şehirde MIT – Massachussets Institute of Technology’ de Yazılım
mühendisliği okuyacağım diyor. Aylin hocamız Oğulcan 3. Sınıfı bitirmezden 2
hafta önce Amerika ‘ ya gitti. Hocalarıyla birebir görüştü. Danışman hocası
Aylin Hocamıza Oğulcan’ın notlarını dikkate alarak 10 tane hedef üniversite
sıralamış. MIT en başta yer alıyor. Bizim Oğulcan’ın tek hedefide burada
okumak. Tüm dünyada o kadar ünlü bir üniversiteki burası, babası da ben de
Oğulcan gibi başarılı bir oğlumuz olduğu için gurur duyuyoruz. Çocugumuzu
Amerika ‘da iyi bir lisede başarıyla okutabilmenin onurunun yaşıyoruz. Bize bu
fırsat yaşattığı için bu mektubu yazmayı bir borç biliyorum. Aylin Karataş
hocam’ a sizde çocuğunuzu yurtdışına göndermek istiyorsanız güvenle gidebilir
ve işlemlerinizi teslim edebilirsiniz. ALS
STUDY Facebook sayfasından Oğulcan’ ın Amerika fotoğraflarını
görebilirsiniz.
NİHAN MİRAC